Lopez, bu doğrultuda, bankanın hazırladığı yol haritasında, Türkiye’deki deniz üstü rüzgar gücünün ekonomik potansiyeli, Marmara, Karadeniz üzere bölgelerdeki potansiyel, farklı bölgelerdeki rüzgar suratları, suyun derinliği, korunması gereken alanlar üzere tüm ayrıntıların ele alındığını belirterek, şunları kaydetti:

“Tüm bunlara baktığınızda, deniz üstü rüzgar gücünün iktisadı ve bunun güç sepetine nasıl dahil olacağı konusunda net bir görüşe sahip olacaksınız. Karada, denizde, her yerde güç üretiminin çeşitlendirilmesi fikrine katılıyorum. Fakat bir alana yahut öbür bir alana koyacağınız ölçü tüm bu faktörlere bağlı olacaktır.”

Bankanın, Türkiye’nin denizlerdeki rüzgar gücünün gelişimini hedefleyen bu projesinin de 2035’e kadar uzanacağını düşündüğünü lisana getiren Lopez, “Bu yol haritası ise projenin hayata geçirileceğinin garantisi.” sözünü kullandı.

Lopez, Türkiye’nin güç dönüşümünde 3 noktaya vurgu yaparak, şöyle devam etti:

“Bir yanda güç üretimi var ki bu yüklü olarak özel bölüm faaliyeti. Bu, gelecek yıllarda yaklaşık 80 milyar dolar yatırım gerektirecek. İkinci bir kısım ise güç iletimi. Bu da kamu bölümünün alanına giriyor. Üçüncü kısım da güç dağıtımı. Bu da özel bölümü ilgilendiriyor. Dünya Bankası, Güç ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile birlikte enerji dönüşümünü desteklemek üzere gelecek yıl 750 milyon dolarlık birinci projeyi hayata geçirmek için çalışıyor. Güç iletimi kısmı için de birkaç yıl içinde benzeri ölçüdeki ikinci proje ile geleceğiz. Son olarak da Enerji Bakanlığı ile iletim için yaklaşık 28 milyar dolara gereksinim duyacağımız bir planın finansmanını sağlamak ya da uygun hale getirmek için neler yapılabileceğini görüşüyoruz.”

Bankanın global eğiliminin yenilenebilir güç kaynaklarına yönelimi desteklemek olduğunu, Türkiye’nin, bankanın deniz üstü rüzgar gücü yol haritası oluşturduğu sekizinci ülke olduğunu anlatan Lopez, “Yenilenebilir güçlere baktığınızda, güneş gücü, karasal ve deniz üstü rüzgar güçlerinin bir kombinasyonuna sahipseniz istediğiniz şey tüm bu farklı alanları ülke potansiyeline nazaran çeşitlendirmektir. Türkiye’de kıymetli ölçüde karasal rüzgar gücü ve güneş gücü üretme kabiliyetiniz ve potansiyeliniz var. Türkiye de çeşitlendirmeye çalışıyor lakin çeşitlendirmenin ötesinde gerçek ölçüde çeşitlendirmeye çalışıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin 2035’e kadar 120 bin megavat rüzgar ve güneş enerjisi kurulu gücü gayesine ulaşması için muhtaçlık duyulan yatırım ölçüsü 80 milyar dolar, bu süreçte güç iletim altyapısının geliştirilmesi için gereken yatırım meblağı ise 28 milyar dolar olarak hesaplanıyor.